Pelin'in bayıldığım yazısından özenerek, sizin de istekleriniz üzere size kendimi şöyle bir tanıtacağım yazı yazmak istedim. Blogumuzu okuyorsunuz okumasına da, yazarları tanımanızın blogu içseleştirmenizde ve belki bizi tanımanızda faydalı olacağını düşündüm.
0 Comments
Daha önce bu başlığı buralarda görmediniz ama artık sık göreceksiniz :) Beni daha yakından tanıyın,neler yapıyorum ediyorum görün diye böyle bir yazı dizisi oluşturmaya karar verdim.(bıkana kadar yazacağım evet.)
Uzun zamandır olduğu gibi şu sıralar yine en çok izlediğim youtuber'lar Duygu Özaslan,Orkun Işıtmak.Duygu ve erkek arkadaşı Taylan'ın açtıkları Days (#behindthedays) kanalı yeni favorim.Hayatlarını insanlara açmaları çok tatlı bir hareket bence.Takdirlerimi sundum.En çok okuduğum ve sosyal medyadan takip ettiğim bloggerlar da Beril Oymak,Billur Saatçi şu sıralar.AY DUR TULU'YU UNUTTUM.En sempatik youtuberlardan Tulu Erden.Kanalına bi göz atın derim.(mavi olanlara tıklayarak kanallarına gidebilirsin.)
Şu sıralar kitap okuyamıyorum maalesef,deli gibi sınav hazırlığı içindeyim her gün.Normalde iki haftada bitecek sınavlar 3 aya yayıldığı için her gün sınavım var poponu kaşı nazar değmesin(!) Ama,"BU NE ABİ HEMEN BAŞLAMAM LAZIM" dediğim bir seri var.Fi,Çi,Pi.Efsaneler gerçekten.Azra Kohen'in sözcüklerle köşe kapmaca oynamasına bayıldım (çok severim öyle işleri).Kurgusu çok sağlam.Okuyan herkesin ama herkesin bak işte bu ben diyebileceği fazlalıkta karakter çeşidine sahip bir seri.En yakın zamanda başlayıp sonrasında da kitap yorumlamayı ümit ediyorum (sen de et birlikte evrene olumlu enerji gönderirsek olur?) Geçen günlerde bildiğiniz üzere ve beni ask.fmden fazlasıyla darladığınız üzere YGA Zirvesi'ndeydim.Yine yeni yeniden çok güzeldi.Dünyanın sadece benim etrafımda dönmediğini çok kez farklı şekillerde anlatıyor YGA ve bunu çok da güzel başarıyor.Birlikte başarmayı başarmak,özgelecek,göz antrenmanı,özgüven ve kendine güven farkı gibi bir sürü değeri öğreniyorum her gittiğimde."Yanında ne götüreceksin veya ne giyeceksin"den çok daha fazlası YGA. İlk gördüğünüz fotoğrafta daha doğrusu gif'te fotoğraf çekiyorum yerlerde sürünerek,ikincisinde de kırık taburede fotoğraf çekiliyorum.Estetik anlayışı ve Jansopelo sevdası azizim.Şaka maka derslerden arda kalan zamanlarda hep bu haldeyim sokaklarda...İkinci fotoğraf "Neverland" yazan bir yerin önünde çekildi neresi bilmiyorum maalesef.Gezinip gezinip 3rd wave coffeeshopları bulmaya çalışıyorum(her şey Jansopelo için).Yazdıklarım ve henüz yazmadıklarım sırada bekleyenler arasında en çok sevdiğim mekanlar Brew Lab(yazısı en kısa sürede gelecek.) ve bloggerlık kariyerimin ilk gülü Not Just Coffee'ydi. Şu sıralar en çok sürdüğüm oje Pastel Nude 757 numara.Nude çok severim az çok anlamışsındır (yandaki fotoğraftaki diğer el zilik'e ait.)Okula giderken koyu renk ve hocaların gıcığına gidecek şekilde oje sürmüyorum,nude bütün ihtiyaçlarımı karşılıyor.En çok kullandığım cilt ürünü Yves Rocher Sebo Vegetal serisinden Pore Minimizing Serum.Şu sıralar sivilce ve alerjilerim bedenime savaş açtılar sağolsunlar,suratımı kapatma ihtiyacı doğuyor haliyle.Gözenekleri tıkamadan hatta açarak hem de cildin nem dengesini koruyarak sivilce gibi istenmeyen şeylerin ben burdayım diye bağırmasını engelliyor acıcık.En çok kullandığım makyaj ürünü ruj.Çok fazla makyaj yapan insanlar(yakıştıranlar dışında) batmaya başladı bide şu sıralar gideceğim yerlere sürekli geç kaldığımdan serumu ve ruju sürüp çıkıyorum direk.Ruj yine Yves Rocher galiba 402 numara altında bir sürü sayı var hangisi anlayamadım.Kahve tonları çok seviyorum ben rujda,ve bu da başlarda hafif ıslaklık görüntüsü verip sonralarda matlaşıyor kiremitle kahva arasına sıkışmış bir ton.En çok kullandığım el kremi(sürekli el kremi sürerim) yine Yves Rocher blackberry hand creme.İlk başta özel seri olarak satışa çıkardılar,sonra baktılar tutuyor seri üretime geçti çakallar.:) İnsanları hayran bıraktığım yaz kış asla vazgeçmediğim koku ise Victoria's Secret'ın Coconut Passion'ı.Hangi parfüm diye sorduğunuz o tatlış koku parfüm değil gençler....(en sevdiğim kokudur vanilya.) Şu sıra yeni bir grup keşfetmiş olmanın verdiği o his varya onu yaşıyorum.Ölene kadar yeni keşfettiğiniz şarkıları dinleyecekmişsin gibi....Ama tabiki öyle değil.Geriden mi geliyorum bilmiyorum ama Twenty One Pilots'u çok çok sevdim.İhtiyacım olan enerjiyi ders çalışmadan önce şarkılarıyla depoluyorum.Onun dışında hemen sağda gördüğünüz şarkı listesi de şu sıralar en çok dinlediklerim,umarım beğenirsiniz. Şu sıralar en çok yediğim ve içtiğim ikili;Burçak Sultani ve süt ikilisi.Sultani'yi yeni keşfettim ve paket paket yiyorum,pişman değilim.Son olarak en çok çalıştığım dersin matematik ve en çok hasret duyduğum şeyin de uyku olduğunu ekleyerek yazımı artık sonlandırmam gerektiğini düşünüyorum.Umarım ay bak şunu yazmayı unutmuşum dediğim bir şey yoktur ve umarım beğenirsiniz.Bu serinin devamını da okumak isterseniz ilerleyen aylarla lüütfen yorumunuzu bir şekilde instagram,snapchat,ask.fm,blog ulaştırın.Bekliyorum ona göre!
Hadi kalın sağlıcakla(he bir de kar geliyor benden söylemesi). -Pelus Bildiklerinizi unutun.Zihninizi boşaltın.Şaşırmaya hazır olun.Çünkü Fringe Division ile karşı karşıyasınız.İzledikten sonra başka hiçbir dizide aynı heyecanı bulamadığım dünyanın (bana göre) en tatlı dizisini elimden geldiğince az spoiler vererek anlatmaya çalışacağım. Dünya üzerinde meydana gelen "inanılmaz" olayları "akıl almaz" şekillerde açıklığa kavuşturmaya dayalı FBI'ın alt bir kurumu olarak kuruldu Fringe.Sen de sürekli,"Acaba ilkokul hayat bilgisi dersinde öğretildiği gibi ben tek miyim?","Başka bir evrende yaşam var mı?","Her şey gördüğümüz kadarıyla mı sınırlı?"sorularıyla kendini ve milleti darlıyorsan okuyabileceğin en doğru yazılardan birini okuyorsun şuan.Yok artık'ları önünde diz çöktüren bir dizi Fringe.Hayata,insanlara,dünyaya,olaylara bakış açını 180 değiştirecek demedi deme.Bölüm sonlarında seni öyle bir kitliyor ki çık işin içinden çıkabilirsen.Bir bölüm izleyipte başından kalkanını ne gördüm ne duydum.Dizide söylenen,"Sanki birileri deneyler yapıyor ve tüm dünya onların laboratuvarı." sözüyle de özetleyebiliriz dizinin temasını.
Diziden seçtiğim "wow" deyip hemen izlemeye başlattıracak replikler;
Söyleyeceklerim bu kadar,ilk defa bir yazıyı yazarken ağladım...Pişman (asla) olmazsın,zaten 5 sezoncuk.(11 sezon GOT izleyenler var aranızda biliyorum.)Ancak diziyi izledikten sonra anlayabileceğin birkaç sembol ve dizinin esir alan posterleriyle başbaşa bırakıyorum. Aaaa son olarak,alışmanın benim sözlüğümdeki karşılığından bahsedecektim.E başka bir yazıya artık :) Yorumlarınızı kesinlikle bekliyorum.Kendinize iyi bakın.
-Pelus Aşk, eskiden duvara kazınan isimler, pencelere atılan taşlar, zar zor ancak yeterli cesaret toplanırsa ilk buluşmadan sonra tutulan eller'le tanımlanırken şu anda instagram'da fotoğrafların altına atılan #süslü #hasthtag'ler (bkz: #instalove #bestcouple #bakınsevgiliyaptım #kıskananlarçatlasın ) , aranınca açılmayan numaralar, aman hiç sevmemiştim zatenler ve "yiyişmek" ile tanımlanabilir. O sözcüğe hiç de anlam veremem, en nefret ettiğim kelime'dir söylemeden geçilmesin . Peki bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda aşk bitmiş gibi genel bir çıkarım yapabilir miyiz yoksa biten şey aşk değil de insanlık mıdır veya içlerimizdeki sevmeyi sağlayacak sabır eksikliği mi?
|
Arşivler
Aralık 2016
Kategoriler |