Geçen seneden farklı olarak bu sene Haydarpaşa'da değil, Küçükçiftlikpark'taydı. Çok önyargılı bakıyordum orada olmasına laakin beni şaşırttı ve kendine yakışanı yaptı ICF ekibi. Standlar arası dar ve etkinlik kalabalık olduğu için arada sıkıntılar yaşansa da mekan seçimine 8-9 puan verebilirim. Haydarpaşa gönülleri daha çok fethetmişti, söylemeden de geçemeyeceğim.
Kapıdan girdiğinizde lök diye stantlarla karşı karşıya kalıyorsunuz ve yine geçen sene olduğu gibi bir-iki çay standı onun dışında da tüm şehri kaplamaya yeter bir koku oluşturan kahve stantları vardı.
Büyük bir chill-out alanı ve onun önünde de kocaman bir sahne oluşturulmuş. Bu seneki chill-out alanı geçen senekini alır 2 ye katlar, 5 e böler emin olun.
-(MOC'daki barista'ya) Ben sizi geçen seneden hatırlıyorum, burada mıydınız?
-Evvvet buradaydım, işin garibi ben de seni hatırlıyorum.
-Aa gerçekten mi, yine sizden almıştım kahvemi.
-Kahvelerle de baya ilgiliydin sen, bilgin de vardı. Dur o zaman şöyle yapalım, ben sana kartımı vereyim, festivalden sonra alo de bana USLA'da workshop veriyorum, bir tanesine seni misafir edeyim.
Bu şekilde gerçekleşen tatlı bir sohbetti. Ve sanırım ICF' in en sevdiğim yanlarından biri bir sürü insanla tanışıp, sohbet edebilme şansı tanıyor olması.
Yine bir sürü, tasarım ürünler satan stand vardı. Hepsine bayıldık, kendimizi nasıl kurtarabildik oradan ikimiz de bilmiyoruz.
Müzikler harikaydı, hele de cumartesi gidenler eminim ki daha da çok eğlendiler.
Yusuf Akgün'e de burdan en içten sevgilerimi iletiyorum ;)
Sanırım şimdilik bu kadar, seneye tekrar görüşürüz diyoruz ve sizlerin de katılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz.
Musmutlu günler,
-P.